-Yiğitlerim! Her biriniz anasını bacısını evladını ve dahi karısını bırakıp çıkıp geldi bu yola hem de ucunda ölüm olduğunu bile bile. Ne diye bu fedakârlık ne diye bunca eziyet cefa ya bunca ölenlerimiz ne diye? Bir vatan için düşmedik mi yollara gaza ruhuyla kılıç sallamadık mı küffara? Bu kadar bedel ödemişken yüzüp yüzüp kıyıya varmışken nasıl pes edip döneriz evlerimize nasıl bakarız bizden haber bekleyenlerin yüzlerine? Ne deriz düşman çok güçlüydü korktuk kaçtık mı ya da nefsimize zor geldi direnemedik mi? Oyle diyene Bedir'i Uhud'u ve Hendek'i misal vermezler mi? Verilecek bir cevabı olan çeksin gitsin evine lakin ben buradan gitmeyeceğim bir adım öteye. Ya ben bu kaleyi alırım ya o beni. Başka yolu yok bundan böyle. Şimdi ister benimle yılmadan yıkılmadan kalbinizi karartmadan savaşın bu yolda ister karılarımız yaşlılarımız işte orada. Varsın gitsin dileyen ne ben ne de başkası söz söyleyecektir evine doğru yola koyulana.