Eve varıp kendimi sedire zor attım. Kafam boşa dönen bir merdanelinin seyriyle gitgide ağırlaşıyordu. Fadıl'ın sesi ekleniyordu yalnız bu uğultuya.
"Şiir mi yazıyorsun sen?"
"Ağrıyı dinle!"
"Duymalısın onu!"
Zonklayan başımı ellerimin arasında sabitledim.
"Seni duymalıyım" dedim.
"Seni duymalıyım"
"Boş bir teneke gibi çınlayıp durma o zaman."