Kaya Öztaş 1979 Çocuk Yılı Kültür Bakanlığı ödülünü de kazanmış bir roman olan Zor Günler'de çocuk duyarlığıyla bezenmiş yüreğe dokunan bir öykü kaleme alıyor ve sonunda ortaya yediden yetmiş yediye her 'insan'a dokunan bir roman çıkıyor.
Belki de en çok bu yüzden her kütüphanede bulunması gereken Zor Günler'in ikinci baskısını okura sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz...
"Yaşam bu işte şu yıldızları seyretmek şu havayı solumak bu kır bu ekmek bu tezek ter kokusunu duymak! Yaşam şu işte; ağaca toprağa taşa şu üzüme şu kaplumbağaya dokunmak! Yaşam bu işte; gülmek ağlamak sevdiklerinin sesini kokusunu yüzünü özlemek! Yaşam şu işte; göğsümün sol yanında atan kütür kütür. İşte şu acıkan mide işte şu düşünen beyin işte okuyan göz! Yaşam işte şu yıldızların ağması bir ötekinin belli belirsiz devinmesi şu elini yıldızlara uzatıp tutmak isteyen bebek yaşam... Burnumuzun dibinde parmaklarımızın ucunda ayaklarımızın altında serili duruyor yaşam. Sabaha karşı serin esen yelde yorgana sarılıp insanın kendini kendi sıcaklığıyla ısıtması horozların henüz tan çatlamadan sabahı yeni bir günü muştulaması değil mi yaşam?"
"Şimdi önümde uzanıp duruyor yaşam köyüyle bağıyla umutlarıyla gazeteleri kitapları dostlukları sevgileriyle. Önemli olan bu. Önemli olan bu yaşamı değerlendirmek kimseye zarar vermeden yararlı bir insan olmaya çalışmak. Evet belki de iki sözcük yaşam: Sevmek ve çalışmak!"