Çok ilginç dolayısıyla çok tehlikeli zamanlardan geçiyoruz. "Katı olan her şey eriyor" "bastığımız zemin ayaklarımızın altından kayıyor." Hem dünya ekonomisi hem devletlerarası ilişkiler düzeni bunun çeşitli bölgeleri bizim için özellikle önemli olan Avrupa ve Ortadoğu bir değişim dönüşüm süreci yaşıyor.
Dünya ekonomisi ile devletlerarası düzenle bütünleşmiş bu iki bölge arasında âdeta bir köprü oluşturan Türkiye sosyal formasyonu da kaçınılmaz olarak bu değişim dönüşüm sürecinden payını alıyor.
Bu çalışma hızla değişmekte ve dönüşmekte olan dünya ekonomisi giderek kaotik dinamikler sergilemeye başlayan bölge ve devletler sistemi içinde Türkiye dış politikasını belirleyen nesnel koşulları tartışıyor çözümlemeye çalışıyor.
Beytepe Ekonomi Politik Çevresi'nin (...) ilk çabalarını geçen yıl İmge Yayınları'ndan çıkan Kolektif Emperyalizm başlıklı çalışmada izleme şansına sahip olmuştuk.
Kolektif Emperyalizm büyük ölçüde büyük resme bakan esas olarak kuramsal bir çalışmaydı. Elinizdeki kitap (...) Türkiye ve bölge gerçekliğine daha dikkatle bakma daha açık görme; değişimleri dayandıkları maddi zemini etkilendikleri failleri saptama çabası olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda "kolektif emperyalizme" direnme bağımsız baskı ve sömürüden arındırılmış bir yaşam olasılığını düşünme çabası olarak...
Bu bağlamda kitapta "kolektif emperyalizm"e direnme göreli bir bağımsızlığı koruma kapasitesine sahip ülkelerin Türkiye'nin dış politikasını etkileme olasılığı değerlendiriliyor. Yazarlara göre Rusya Çin gibi "askeri sınai komplekse sahip" direnme kapasitesi yüksek ülkeler; "Körfez sermayesi" kavramıyla kapsanan güvenlik açısından ABD'ye bağımlı olmakla birlikte kendi farklı çıkarlarını korumaya çalışan ülkeler; bağımsız bir ülke olmakla birlikte kolektif emperyalizmin etki alanının içine doğru yavaş yavaş çekilmekte olan İran gibi aktörler bu kategoriye giriyor. Buradan hareketle bu ülkelerin Türkiye ile ilişkilerinin ekonomi politiği üzerinde duruyor.
Bu titiz derinlikli ve gerçekten yararlı çalışmaları için Beytepe Ekonomi Politik Çevresi yazarlarını kutluyorum.
Ergin Yıldızoğlu'nun Sunuş Yazısından