Sevgili;
Ben kapında miskin bir dilenci
Karanlık gözlerinde yolunu kaybetmiş bir serseri
Çaldım kapını işte şimdi tam yeri
İster al içeri istersen gönder geri
İstanbul'u aşkına adadığım günden beri
Sensizliğe çare aramak vardı Aşiyan yollarında
Ey sevgili!
Seslendik sana en üst perdeden
Ekrem'in karamsarlığından Fikret'in yangınından
Dahası sinemizden
Ne sana vardı sözümüz
Ne de çalabildik bu dünyanın mesut bir gününden