Yaşanmış gerçek bir hikâyeden!
Dokuz ve Gizli Miras'ın yazarı Ahmet Karayün'den "BİR 12 EYLÜL ROMANI"
Sırtında naylon makarna torbasından çantalar dağ yolundan okula giden iki çocuk... Eve dönerken yine bu yolu seçerler. Birisi polis olur öteki suçlu! Ellerini taraklayarak etten tabanca yaparlar. Gürgen ağaçlarının gölgesinde amansız bir kovalamaca başlar. Tabancalarından çıkan kurşun sesini ağızlarıyla yaparlar ve bu kurşunlar insanı öldürmez.
Yıllar sonra aynı dağda bambaşka kişiler olarak karşılaşacaklarından habersizdirler. Ve o gün gelir! Karşı karşıyadırlar artık. Ellerindeki tabanca etten değil soğuk metaldendir ve insanı oracıkta öldürecek küçük çekirdeklerden atar.
İki köy; biri sağcı öteki solcu! Ve iki çocukluk arkadaşı; biri sağın diğeri solun lideri. Arkalarında onlarca adamlarıyla ormanda karşılaşırlar. Artık iki büyük düşmandırlar. Herkes nefeslerini tutar. Tetiği önce kim çekecek? Nevzat mı? Semih mi? Ama beklenmedik bir şey olur ve geçmişin gölgeleri eskinin hayaletleri devreye girer