Nietzsche'nin "hayatta bir şey öğrendiğim tek filozof" sözüyle nitelediği Dostoyevski'nin ilk öykülerinden biri olan "Bir Yufka Yürekli" aynı çatı altında yaşayan candan iki dostun -Arkadi İvanoviç ve Vasya Şumkov- trajediyle biten bir hikâyesidir.
(...) Vasya sessiz ve somurtkan bir köşede duruyordu. Yüzü sapsarı başı amirleri önündeki bir asker gibi kalkık elleri pantolonunun cebinde hareketsiz topukları bitişikti. Gözleri Yulyan Mastakoviç'in yüzünden ayrılmıyordu...
İkinci öykü "Soytarı"da ise kendinden sert bir kayaya rastlayan düzenbaz bir soytarının hayatının mahvolması anlatılmaktadır.
(...) Mutlu bir adam ne demektir bilir misiniz baylar? Göreceksiniz...
Sevincimden kendimi gözü kapalı felaketin kucağına attım. Göz göre göre batağın içine daldım! Ama ne kötü huyum vardır ya! Varımı yoğumu soyup alırlar ben de tutar geri kalanını gönülden bağışlarım!
Dahasını söyleyeyim: Herif bana bir tokat atar ben öbür yanağımı çeviririm; bir köpeğe yaptıkları gibi bana bir yemlik uzatırlarben de herkesi kucaklamak için atılırım. Şimdi de öyle değil mi ya: Siz benimle alay ediyorsunuz aranızda fısıldaşıyorsunuz...