Karınca Ayini gözlerinin ardında bir karınca yuvası vardı senin gördüm onlar eşeledikçe kirpiğinin toprağını yüreği karıncalanan bir kördüm. her gün bir parçamı taşıdılar yuvaya ayaklarında tutku kıran prangalarla bakışındaki dünya bozan ayine çağırdılar beni. o ayinde her sabah kendini lanetleyen bir kadının teninde bir azize kalbiyle uyanan dünyanın rüyası vardı. parmaklıklara değen saçlarında senin buhurdan o rüyalar külsüz dumansız tutuşup yandı. oysa onlar Süleyman'ın devrilmesin diye tahtı cehenneme su taşıyan karıncalardı. aşk cennetin kirletilmesin diye yok sayıldığı bir suskuda karıncadan bir katliamdı.