Bugün bir ilm-i kıyafet kitabı temin edip aynanın karşısına geçip yüzümüzden akıp giden asırları takip etmeliyiz. Yüzümüzde damar damar Sakarya Dicle Fırat Nil Tuna bazısının üzerinden geçen aslında orada öyle dikilip durmayan üzerlerinden geçen Mostar Drina; kaşlarımız hilal olacak gözbebeklerimiz yıldız bütün bir rüya asırları aynadaki yansımamızdan akıp gidecek. Akışı hayatın ta kendisi sananlar; bu akışın bir yerde dürülüp bükülüp kıyametin akordu olacağını bilirler mi? Bu kıyametin bizzat kendi kıyametimiz olduğunun farkındalar mı? Üç günlük dünya dediğimizin asli sırrı budur. Başınıza gelen her şeyin bir çeşit gerçek rüya olduğunu bir an olsun unutmayın dikkatinizi toplayıp yoğunlaşın ve bu olup bitenler "gerçek" bir bedelle nasıl tabir ve tefsir edilebilir hayatınızın temel meselesi haline getirin. İnananlar ve salih amel edenler aynı zamanda iyi birer "rüya" tabircisidirler. Onların zırhları kalın iradeleri sert azimleri yüksektir. Yolları da öyle görünüyor ki bir hayli uzundur. Yol ne kadar uzun olursa olsun mühim olan yolcunun "sahici"liği.