Ben oyun oynamayı bilmiyorum Zuhal... Çünkü güneşten bahçeden ve senin sıcağından korkan bir çocuğum ben. Başımda berbat bir dünya dönüyor ve bu dünyayı kim durduracak bilmiyorum. Şehrin gürültüsü başımı helezonik mengenelerde sıkıyor. Başımın üstünden hayırsız bir serçe geçiyor. Kanatları korkunç uğultularla inip kalkıyor. Yüzümün nasıl ekşidiğini görüyor musun? Serçenin gagasının zulmünden nasıl kaçacağımı da bilmiyorum. Ben hiçbir şey bilmeyen bir çocuğum Zuhal bana soru sorma...
- Bu hal nereye varacak öyleyse?