İbni Haldun'a göre coğrafya insanın kimliğini belirler. Bu tespit belki de en özgün biçimini Karadeniz'de Trabzon insanında gösterir. Dik ve sarp yamaçlarıyla tarım için yetersiz arazi yapısı tarih boyunca Trabzon insanını göçe zorlamış özellikle erkek nüfusu gurbetçi olmak zorunda bırakmıştır. Hiç kuşku yoktur ki bu durum kocası gurbette olan Trabzon kadınını hem evin erkeği hem de kadını olmaya zorlamış ailenin yükünü tek başına üstlenmek mecburiyetinde bırakmıştır. Bu ağır koşullar altında kalan Trabzon kadını bir yandan çetin arazi şartlarıyla mücadele ederek tarımla uğraştığı gibi öte yandan çocuklarının ve büyüklerinin sağlık eğitim ve güvenlik ihtiyaçlarını da karşılamak zorunda kalmıştır. Kısaca ne kızlığını ne gelinliğini ne de anneliğini gerektiği gibi yaşayamamış ömrünü büyük bir özveri ve sorumluluk altında sürdürmüştür. Yeri geldiğinde evini arazisini namusunu ve ailesini korumak için bir erkek gibi davranarak gözyaşlarını içine akıtmış yeri geldiğinde kadınlığını hatırlayarak bir sevgili kocasını el üstünde tutan bir eş müşfik ve fedakar bir anne olmayı bilmiştir.
Suat Çağlayan'ın asıl mesleği hekimlik olmakla birlikte kendisi çocuk kitapları yazarlığı fotoğraf sanatçılığı ve siyaset adamı kimlikleriyle de tanınmaktadır. Kendisi de Trabzonlu olan yazar bir edebiyatçı-sanatçı duyarlılığı ve tanıklığıyla yalın ve akıcı bir dille kaleme aldığı bu kitapta köyünden çıkarak İzmir'e yerleşen bir Trabzonlu kadının yaşam mücadelesini anlatmaktadır.