Taksim'in izbe barlarından birinde titreşen plağın sesi Olimpos'tan duyulur; çocukken kaybedilen yavru kedi yetişkin olduğunda çıkıp tırmalar elini. Beyoğlu Karakolu'nun kimsesiz çocuklar defterindeki suretlerle dünyanın en güzel elleri arasında kurulan bağ gelip boğazına bir düğüm atar röntgenci bir martı Kuledibi'nde çöpleri eşeler durur...
Meriç Demiray özlemle anılan günlerin kırılan kalplerin yarım kalan hikâyelerin başarısızlıkların belkilerin keşkelerin bütün görkemiyle geçmişin bugünün içinde nasıl filizlenip boy vermeye devam ettiğini çarpıcı örneklerle anlatıyor. Barlardan kumsallara apartman bloklarından arsalara göletlerden denizlere uzanan sokakla ve müzikle harmanlanan öyküler...