Osmanlı uc geleneğinin bir ürünü olan Akıncı Ocağı başta Rumeli olmak üzere Avrupa'nın iç kesimlerine kadar devletin genişlemesinde önemli hizmetlerde bulunmuş bir askeri teşkilattı. Osmanlı Devletinin ilk askeri organizasyonlarından biri olan Akıncı Ocağı ve bu ocağın mensupları olan akıncılar gaza ve cihad düsturunu kendilerine rehber edinecek devletin sınırlarını düşmana karşı korumuşlar ve özellikle de savaş zamanlarında keşif kolu hizmet görmek suretiyle düşman arazisinin daha iyi tanınmasını sağlayarak orduya yol açmışlardır. Bu askeri faaliyetlerin yanı sıra Rumeli'nin Türkleşmesi İslamlaşması ve imarına katkıda bulunmuşlar bölgenin kültür ve sanatını da geliştirmişlerdir.
Rumeli'deki fütuhatın başlıca unsurlarından olan Osmanlı akıncıları hem teşkilat yapılanması hem de devlete verdikleri hizmet bakımından Osmanlı tarihinde ayrı bir öneme sahiptir. Ünlü Akıncı ailelerinden Evrenosoğulları'na Turahanoğulları'na Mihaloğulları'na ve Malkoçoğulları'na mensup akıncı ucbeyleri Akıncı Ocağı'nın teşkilatlanmasında ve muharip güç olarak Osmanlı askeri yapılanmasında önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Elinizdeki çalışma Osmanlı Akıncılarına dair kıymetli veriler ihtiva eden Mihaloğulları'na ait 1586 tarihli ve 625 numaralı Akıncı Defterinin değerlendirilmesi ve çeviri yazımından ibarettir. Bu Akıncı Defterinin en önemli özelliği Türkiye'de ve dünyada şu ana kadar varolduğu bilinen eksiksiz tek Akıncı defteri olmasıdır. Defterdeki verilerin değerlendirilmesi Mihaloğulları'na ait akıncıların yaşadığı yerleşim birimlerinin daha çok sağkol ve ortakol üzerinde yoğunlaştığını ortaya koymuştur. Bu minvalde Aşağı Tuna ile Balkan dağları arasında kalan Tuna Ovası'nın özellikle de Deliorman ve Dobruca bölgesinin akıncıların en çok bulunduğu yerler olduğu tespit edilmiştir.
Aynı zamanda bu coğrafya günümüzde de Bulgaristan ve Romanya'da Türk nüfusunun yoğun olarak yaşadığı topraklardır. Bu bakımdan akıncıların olduğu yerleşim birimleri ile bugün söz konusu coğrafyada bulunan Türklerin bulundukları yerleşim birimleri arasında bir bağlantı kurmak mümkündür. Keza Mihaloğulları akıncılarının yaşadıkları yerleşim yerlerinin bu bölgelerde olması tesadüfi değildir. Bu durum fetih hareketlerinin istikametini göstermesi açısından da oldukça dikkate değerdir. Zira Mihaloğulları sorumlu oldukları uc bölgesi itibariyle akınlarını daha çok Tuna'nın kuzeyine ve kuzeybatısına gerçekleştirmişlerdir.