Rafine şeker ve paket gıdanın bedenimizde yarattığı esareti biliriz de çıkmak için yol ararız. Doğayı dinler miyiz dış sesleri kapatıp farkına varır mıyız renklerin?
Tüm ruhsuz gıdalara elveda dediğim 10 yılın sonunda vardığım yer ise beslenme keşfinin asırlardır sürdüğü yolumun tükenmeden ve doğayı dinlemeden sona ermeyeceği idi.
Dinlediğim melodiyi kalbime anlattım kalbimin izleri ile yola çıktım. Çıktığım yolda sağlıklı ve dengeli beslenerek ilk hamileliğimde sezaryenle 7 kilo ikinci hamileliğimde sezaryen sonrası doğal doğumun mümkün olmayacağına dair tüm efsaneleri yıkarak doğal doğumla 4 kilo aldım. Bebeklerim de 3 kilo alarak içimde beslenmeyi öğrendi. Oğlumu dünyaya getirdikten iki saat sonra yürüyerek hastaneden çıktım kızımın değişen dünyasına tüm gücümle sarılarak hayata döndüm ve 5 gün sonra çok sevdiğim mesleğim avukatlığa devam ettim. 18 ay boyunca sebze ve öz besinlerle beslenip loğusa şerbetinin hatırına kanmadan ekmeği banmadan zeytinyağına ve pizzaya anlam yüklemeden rokaya marula hayran tüm mor gıdalara tutunup iki bebeğimi de sadece anne sütü ile besleyen yürüdüğüm yolun sihri ile devam eden bir serüvenin yolcusuyum.
Doğru beslenmenin hiçbir sayıya kurala bağlı olmadan da başarılacağını insanın doğası gereği beslenme güdüsünün hiçbir koşula ve tabloya tabi olmadan sağlıkla yürüyebileceğini yolun yeşilden sarıdan ve mordan doğanın renkleri ile keşfedileceğini göreceksiniz. Keşfin nihayetinde yaşayarak gerçekten uygulayarak inanarak sağlıklı enerjik ve iç sesinizi daha iyi duyabileceğiniz bir hayatın olduğunu hissedip hayata daha sıkı tutunacaksınız.
Ne ilaca ne şekere ne de emeksiz gıdalara ihtiyacınız yok.
Her şeyin temeli: sevgi ile büyütülmüş ve yaratılmış gıdalarla beslenmek.