Müslüman Ortadoğu dendiğinde insanların aklına çoğu zaman camiler minareler çarşaflı kadınlar despotik rejimler cihatçılar ve çöller gelir. Bu imgeler Ortadoğu'daki toplumsal ve siyasi değişimin kendisini ve bu değişimin pek çok veçheye büründüğü gerçeğini perdeliyor. "Siyaset Olarak Hayat"ta Asef Bayat'ın yapmak istediği tam da bu: Otoriter yönetimlerin dini makamların ve ekonomiye yön veren seçkinlerin gölgesi altında sıradan insanların gündelik hayat pratikleriyle nasıl anlamlı bir değişim yaratabildiğini gözler önüne sermek.
Son yıllarda Ortadoğu'nun dört bir yanında milyonlarca insan taleplerini duyuracakları yeni toplumsal mekânlar keşfediyor veya yaratıyorlar. Tezgâhını işlek bir caddeye kuran seyyar satıcı parkları işgal edenler kamusal alanda blucinleriyle arzı endam eden Müslüman gençlik sokaklarda yürüyüş düzenleyen protestocular "erkek işi" sayılan işlerde çalışarak belli bir kariyer sahibi olmaya çabalayan eğitimli kadınlar bu insanların hepsi yaşamın her alanında devlet kontrolüne itiraz ediyor gündelik faaliyetleri yoluyla yerleşik kamu düzenine üstü kapalı meydan okuyorlar. Bu "gayri-hareketler" protesto değil ama pratik ve doğrudan gündelik eylem yoluyla siyasi tepki gösteriyorlar.
Ortadoğu'da karmaşıklığı gözden kaçırılmış toplumsal süreçlere yeni bir pencere açan "Siyaset Olarak Hayat" toplumsal hareketlerin anlamı ve toplumsal değişimin dinamikleri hakkındaki küresel tartışmalarda eksik kalan Ortadoğulu bir bakış açısı sunuyor.