Baran henüz 10 yaşına yeni girmişti o zamanlarda. Babasının anasının yağız delikanlısı idi o. Dört kız kardeşi; Dilan Zilan Berfin ve Berivan‟ın canlarıydı o.
Anacığı Zelal 14 ünde babası Ziver 'e aşiret kararıyla "artık bu kızın evlenme çağı geldi denilerek" çocuk gelin olarak verilmişti kucağında bez bebeğiyle. Ziver aşiret evladı bir birey olarak Zelal‟i görmüş 28 yaşında olmasına rağmen aradaki yaş farkına bakmadan istetmişti küçük Zelal‟i. Zelal‟e sorulmadı bile aile ve aşiret büyükleri uygun gördükten sonra gerisi boştu. Oyun oynar gibi gelinlik giymiĢti 14 ünde Zelal. Oyundu onun için herşey. Büyük bir düğün kuruldu Zelal ve Ziver‟e. Öyle bir düğün ki tüm komşu aşiretlerin hazır bulunduğu takı için yarıtıkları halay halkasının büyüdükçe büyüdüğü kaç davul kaç zurnanın sayısının bilinmediği kazan kazan yemeklerin pitiği Zelal‟in takılardan yürüyemediği masallardaki gibi 3 gün 3 gece süren muhteşem bir düğündü.
Havaya silahlardan fütursuzca atılan ateşler o kadar çoktu ki o coşkuda atılan mermiler kovanlar nereye gidiyor hesaplanamıyordu. İşte o kör kurşun denen kurşunun biri 8 yaşındaki Avaşin‟e gelecekti. O coşkuda fark edilmeyen durum sessizlik çökünce fark edilecek ve sessizliği yırtan bir ananın feryadı gecenin sessizliğini yırtarcasına alanı çınlatacaktı. Düğünün son günüydü herşey bu kadar güzel iken hak etmemişti hiç kimse böyle bir finali. Hele küçük Avaşin hiç hak etmemişti. Küçücüktü daha artı bunca güzelliğin sonu bu olmamalıydı.
verilecekti.