Geçmişten bugüne insanlığın en büyük afetlerinden biri de köyleri kasabaları şehirleri ülkeleri ve orduları kısa bir sürede yok eden salgın hastalıklardır. Hayvandan topraktan sudan veya insandan insana geçen veba sıtma tifo çiçek kolera difteri kızıl kızamık dizanteri verem ve grip gibi salgın hastalıklar tarih boyunca toplum hayatını tesirine alarak demografik sosyal ve ekonomik sıkıntılar doğurmuş geçici ve daimi göçlere sebep olmuştur. Tarihin gördüğü en muazzam devletlerden biri olan ve Anadolu Rumeli Ortadoğu Kuzey Afrika Adalar Arabistan gibi çok geniş bir mekana yayılan Osmanlı Devleti de bulunduğu coğrafi konum nedeniyle salgın hastalıkların tesiri altında kalmış seyyahlar misyonerler tacirler vasıtasıyla gelen bulaşıcı hastalıklara karşı durmak için fevkalade bir gayret göstermiştir. Tıp Tarihi sosyal tarihimizin ana omurgalarından birisidir. Bu sahaya mühim bir katkısı olacağını düşündüğümüz ve sahasında uzman on akademisyen ve araştırmacının hazırladığı makalelerden meydana gelen bu çalışma bulaşıcı hastalıkların dünyada ve Osmanlı coğrafyasında niçin nasıl nerelere ve kimlerle yayıldığı; salgınları önlemek için ne gibi tedbirlerin alındığı ve bunun siyasi içtimai ve ekonomik sonuçlarının neler olduğu gibi sorulara cevap olabilecek niteliktedir.