Bu kitap Anadolu insanının bir yaşam tarzı olarak benimseyip içselleştirdiği Devlet Kavramını tarihsel oluşum ve gelişim süreci içinde irdelemeyi amaçlıyor. İnsanların kendi dünyalarıyla birlikte dış dünyayı da açıklama ve yeniden kurma çabalarını bu algılama çerçevesinde ele alıyor. Böyle bir yaklaşım öncelikle İdeoloji kavramını gündeme getiriyor. Anadolu insanının devlete son tahlilde siyaset olgusuna bakışı böylesi bir sosyo-ideolojik oluşum sonucunda gerçekleşiyor.
Bu oluşum bizlere bir kimlik sorunu da yaşatıyor. Doğulu muyuz batılı mı? Batılılaşma çağdaşlaşma modernleşme muasırlaşma dediğimizde nasıl bir dünyayı ifade etmiş oluyoruz? Kendimizi sağcı solcu muhafazakâr devrimci milliyetçi ulusalcı saydığımızda dışımızda kalanları hangi konuma taşımış oluyoruz? Tanzimat Islahat Meşrutiyet Cumhuriyet hangi arayışlar sonucunda gerçekleşti? Arayışlar içinde insan unsuruna verilen değer neydi?
Kitap bu soruların cevaplarını uzun bir tarihsel süreç içinde fakat kesin yargılardan kaçınarak aramaya çalışıyor.