Şair tezkireleri İslam ve Osmanlı biyografya geleneği içinde oldukça önemli bir yer tutar. Günümüze değin Türkçe şair biyografileri üzerine oldukça verimli ve değerli çalışmalar yapılmış eleştirel edisyonlar yayımlanmış ve bu metinlerden yola çıkılarak nitelikli çalışmalar üretilmiştir. Türk Edebiyatının ilk tezkiresi Ali Şir Nevâî'nin Mecâlisü'n-Nefâis (1491) ve Anadolu sahasının ilk tezkiresi Sehî Bey'in Heşt Behişt (1538) adlı tezkirelerinden başlayarak on dokuzuncu yüzyılda Fatin'in Hâtimetü'l-Eş'âr'ına (1853) değin Osmanlı edebiyatında yazılan tezkireler arasında antoloji tipi tezkireler de önemli bir yere sahiptir. Eleştirel basımını hazırladığımız Silâhdâr-zâde Mehmed Emîn'in Tezkire-i Silâhdâr-zâde'si (1790) sözü edilen antolojik tezkirelerin bu yüzyıldaki örneklerinden biridir. Antolojik tezkire geleneği on dokuzuncu yüzyılda Şefkat'in Tezkire-i Şuarâ'sı (1814) ile sona ermiş ve başka takipçi bulamamıştır.