"Ayvazovski heyecanlı bir genç ressam olarak İstanbul'a gelirken bu şehirden etkileneceğini biliyordu ömür boyu yüreğinde taşıyacağı bir aşkla geri döneceğini ve bu şehrin onu tekrar tekrar çağıracağını ise tahmin edememişti."
Sanat tarihçisi yazar Gül İrepoğlu Ayvazovski'nin 19. yüzyıl İstanbul'unun renkli atmosferi ve göz alıcı manzaralarıyla ortaya çıkan şaheserlerinin eşliğinde içini bir günceye döktüğünü hayal etti ve uzun yıllar gizli kalan bu günceyi işledi kitabında.
Pitoresk İstanbul sergisinden esinlenen İrepoğlu'nun "Aşk-ı Derya" novellası Ayvazovski'nin defterine karaladığı İstanbul eskizleri eşliğinde Türkçe İngilizce ve Rusça çevirileriyle ilginç bir yayın denemesi aynı zamanda...