Kıskançlık ve haset aynı anlama mı gelir?
Ya da gıpta?
Ya da imrenmek?
Kıskançlığı diğerlerinden ayıran şey nedir?
Peter Toohey'e kulak verecek olursak:
Aşk Üçgeni. Hani o "Üçüncü Şahsın Şiiri"ni acı öfke ve çaresizlik hissiyle dolduran üçgen.
Toohey'in peşine takılıp edebiyatta sanatta ve popüler kültürde aşk üçgeninin izini sürdüğünüzde göreceksiniz ki dünyanın en büyülü öykülerinin harcı aşk üçgeniyle atılıyor.
Zaten sizi TV'de o diziye kilitleyen de bu değil mi?