Gazi davası hukukun devlet eliyle nasıl hiçe sayıldığının gerçek bir trajedisidir. Devlet; varlık nedeni olan vatandaşlarını öldüren kamu güvenliğini sağlamakla mükellef kolluk güçlerini yargılamak yerine tam aksi yönde hareket ederek çözümsüzlük yollarını aramıştır.
Bu yollardan biri olarak geçmişte yaptıkları gibi bu davada da emniyeti gerekçe göstererek mahkemeyi 1.200 km. uzağa; Trabzon'a taşımıştır. Gerekçe olarak gösterilen emniyetle ilgili ortaya çıkan zaafların davanın takibine çalışan avukat ve öldürülenlerin yakınlarının karşılaştığı zorluklar giderilmesi için en ufak bir çaba sarf etmemiş hatta işin zorlaştırılmasında bizzat kolluk kuvvetleri ile müdahil olmuştur.
Aynı şekilde mahkeme heyetinin de mahkeme boyunca sürdürdüğü tutum hukuk ihlalleriyle devam etmiştir. Olayın birincil tanıklarının sözlü beyanlarının yanında o gün orada bizzat görevli olan gazeteci Ahmet Şık tarafından çekilen ve cinayet anını gösteren fotoğraflar bilirkişi raporlarıyla yok sayılmış avukatların tanıkları ve sunduğu deliller katillerin avukatlarının maddi temeli olmayan sözlü savunmaları ile itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır.
Neticede hukuk tarihine bir kara leke olarak geçecek kararlarla mahkeme sonuçlandırılmıştır. Birçok tanıklığı maddi delili ve kanıtları içeren bu kitap; size gerçeğin devlet eliyle nasıl karartıldığı ve toplumsal infial safsatalarıyla hukukun nasıl sıfırlandığını hiçe sayıldığını anlatmaktadır. Benzer durum
Gezi davalarında da gerçekleşti. Bilginin tazelenmesi ve hukukun neden hepimize bir gün lazım olacağı gerçeğini unutmamak için Gazi davasını içeren bu eser önem kazanmaktadır.