Günümüzün modern çağı bir taraftan yaşlanma sürelerini uzatarak ortalama yaşam ömrünü artırırken; öte yandan da yalnızlık yoksulluk engellilik kronik hastalıklar bakım gibi yaşlılığa özgü sorunların artmasına neden olmuştur. Böylece yaşlılık olgusu geçmişe oranla daha görünür olmuş ve daha çok tartışılmaya başlanmıştır. Kuşakların birbirlerini olumsuz değerlendirmeleri kuşaklararası çatışmaya neden olmaktadır. Kuşaklar arasında etkileşimin ve iletişimin yeterince olmaması kuşaklararası ön yargıları ve çatışmaları daha da artırmaktadır. Oysa farklı toplumsal olaylara şahitlik eden kuşakların farklılaşması doğal bir süreçtir. Bu farklılaşma yıkıcı kuşaklararası çatışma yerine iyi yönetilerek yeniliklerin doğmasına neden olabilir. Farklı kuşakların potansiyellerinden yararlanmayı planlayan bu süreç planlı bir şekilde kuşaklararası işbirliğini ve dayanışmayı gerektirmektedir. Bu işbirliği ve dayanışma sayesinde kuşaklar potansiyellerini açıkça ortaya koyabilecekler böylece birbirlerine birçok konuda yarar sağlayacaklardır. Yarar sağlama yollarından birisi de kuşaklararası öğrenmedir. Özellikle çocukların gençlerin ve yaşlıların etkileşimini işbirliğini ve dayanışmalarını sağlayan "okul temelli kuşaklararası öğrenme modellerine" günümüzde çok ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kitap okullarda kuşaklararası öğrenmenin önemine yararlarına vurgu yapmak için hazırlanmıştır. Bu bağlamda konu ile ilgili kuramsal bilgilerin yanında pratik değeri olan uygulama örneklerine de yer verilmiştir. Kitabın kuşaklararası öğrenme ile ilgilenen araştırmacılara öğrencilere; örgütsel yaşamda özellikle okullarda bu konulara ilgi duyan yönetici ve öğretmenlere önemli katkı sağlaması umuduyla...