Kapıdan girdiğinde gözleri Kirman'ı aradı. Felaket sessizlik olup çökmüştü evin her yerine. Cemile olanlardan bihaber kızının odasına çevirdi adımlarını. Kirman'ı yatakta kıvrılmış ağzı yüzü kanamış görünce aklı başından gitti. "Düştün mü yoksa kız?" diye elini yüzünü okşadı Kirman'ın. Kirman hiç konuşmuyor durmaksızın hıçkırıyordu. Gözyaşları yanaklarında kendine akmak için bulduğu yolları temizlemiş diğer yerler kan bulaşığından kirli bir görüntüye gark olmuştu. Ellerini bacaklarının arasında birbirine birleştirmiş sanki annesini görmüyordu. Cemile'nin telaşı arttı; "Kız ne konuşmuyon bi desene ne oldu sana? Hasta mısın Kirman?" Cemile durmadan soruyor bir yandan da kızın ellerine alnına yüzüne dokunup duruyordu. Birden dondu kaldı. Gözleri çarşaftaki kan lekelerine takılmıştı. Beynine cehennemin tüm alevi hücum etti sandı. Dizlerinin bağı çözüldü ayakta duramadı olduğu yere çöktü kaldı. Sustu sustu. Odada sadece hıçkırık sesi yankılanıyordu. Çevik bir hareketle ayağa fırladı gözlerinden ateşler çıkıyordu bu kez de o araladı kızının bacaklarını... Karşılaşmaktan korktuğu şey ellerini titretiyordu.