Sosyal medya gücünün günümüzde olayların özümsenmesinde olduğu kadar medyada sunulan hizmet ve ürünlerin de algılanmasında önemli bir rol oynadığı yadsınamaz. Dijital yerliler olarak nitelendirilen 21. Yüzyıl nesli yeni teknolojik donanımlar karşısında son derece yetkin ve bundan dolayı sabırsız ve tahammülsüz durumda. Toplumu oluşturan bireylerde olduğu gibi iletişim teknolojilerinde de yeni bir neslin başlangıcına adım atmış bulunuyoruz. Sürekli gelişen ve baş döndürücü bir hızla ilerleyen bu yeni teknolojilerin ve günümüz bireylerinin yanı sıra yeni nesil reklâmcılıktan söz etmek de mümkün. 3D üretimlerden zenginleştirilmiş gerçekliğe kadar sayısız boyuta genişleyen yeni reklâmcılık kendi mecralarını terimlerini ve sorunsallarını da beraberinde getiriyor.
Reklâmcılığın temelinden başlayarak dijital reklâmcılığa doğru ilerleyen bir çizgide mükemmel bir reklâm bilgisini okuyucularına sunan çalışma yalnızca kapsamı açısından değil aynı zamanda soru cevap şeklinde kurduğu özlü formla konuları işlemede gösterdiği yalınlıkla da göze çarpıyor. "150 Soruda Geleneksek ve Dijital Reklâmcılık" alanda çalışanlar ve akademisyenlerin yanı sıra yaşam boyu öğrenmeyi kendine ilke edinmiş genel kültür düzeyini artırmayı seven okuyuculara da hitap ediyor. Reklâmcılıkla ilgili temel bilgilerin yanında alandaki son gelişmeleri de içeren kitabın literatüre önemli bir katkı sağlayacağı ve özgün bir değer taşıdığını özellikle vurgulamam gerekir.