Toplumsallaşmanın önemli unsurlarından biri din olgusudur. Hak ve özgürlükler kapsamını genişlettikçe inanç özgürlüğü de aynı paralellikte kendi alanını genişletmektedir. Alevilik konusu yüzyıllardır bu alanda kendine yer açmaya çalışmakta geçmişten itibaren sırtlandığı sorunları çözme çabası vermektedir. Uzun ve çok boyutlu bir tarihsel sürece sahip olan Alevilik sorununun çözümü aslında tüm toplumun inanç konusundaki iç içe geçmiş sorunlarına bir cevap üretebilecektir. Elbette bu sorunlar tüm toplum katmanları tarafından da paylaşılırsa bir çözüme kavuşabilir. Diğer bir ifadeyle demokratik ve özgürlükçü bir yönetim anlayışının sağlanması için hukuki siyasi ve toplumsal bir zeminde Alevilerin sorunlarının çözümlenmesi toplumsal barışa katkı sağlayabilir. Çünkü insan hakları demokrasinin dayandığı temel kaynaklardan biri olma özelliğine sahiptir.
Bu çalışmanın amacı yüzyıllar öncesine dayanan Aleviliğin uygarlaşmanın önemli dayanaklarından biri olan hukuki olanakların sağladığı insan hakları boyutuyla sorunlarını tespit etmek Alevi toplumunun din ve vicdan özgürlüğü çerçevesinde dile getirdiği talepleri ve bu taleplerinin çözümüne yönelik gelinen aşamayı 22 kanaat önderinin görüşleri çerçevesinde ortaya koymaktır.