"En nihayet insanları tamamen şeytanın nüfuz mıntıkasına sokabilecek kudret şunlardır: Kuru gürültü ahenksiz fakat dinmeyen bir şamata sonsuz bir söz ve seda anarşisi! Şamata şamata... Manalı manasız lüzumlu lüzumsuz ebedî bir gümbürtü ve çığlık! Bunları insanlara dinamizm kudret hareket diye yutturmak lazım... Ve yutturabilirsiniz yeter ki insanlarda düşünmeye iç hayatı yaşamaya mecal bırakmayacak aman aralık vermeyecek gümbürtü ve gürültü günlük bir ihtiyaç haline gelsin."
Halide Edib İkinci Dünya Savaşı yıllarında Anadolu sermayesinin egemen olduğu İstanbul sosyetesini ve eğlence dünyalarını anlatırken romanına Sonsuz Panayır adını verir. Bu eğlence yerleri panayırlar eğlencenin işin içine girmesine rağmen hiç bitmeyecek bir olumsuzluğa işaret eder. Bu olumsuzlukta Anadolu daha doğrusu Anadolu sermayesi önemli bir yer kaplar. Halide Edib'in cumhuriyetin ilk yıllarında yazdığı romanlarda Anadolu eğitilmesi medenileştirilmesi gereken bir yerken İkinci Dünya Savaşı'nda kentli burjuvaya egemen olmuş Anadolulunun burjuvalaşmış hali yazarı oldukça rahatsız eder.
Seval Şahin
Kaleme aldığı her metinle yeniden tartışılan Halide Edib'in bütün eserleri gözden geçirilmiş baskılarıyla Can Yayınları'nda.