Bir kentin tarihini coğrafyasını toplumsal hayatını geçirdiği değişimleri insan tiplerini atmosferini doğal güzelliklerini unutulan değerlerini yeme içme kültürünü gecesini gündüzünü yazını kışını folklorunu eğlence hayatını daha bin türlü özelliğini herkes kendince görür. Tarihçi başka coğrafyacı başka turizmci başka asker başka öğretmen bambaşka bir gözle görür ve kendi bakış açısıyla yazmak ister.
Ama bir yazar-edebiyatçı kendince bir duyarlılıkla yaklaşır kentine. Çevresine gönül gözüyle bakar. Kendisini değişik insanların yerine koyar onların yüreğiyle de hissetmeye çalışır öylece yazar... Yazar yazdığı zaman birçok kimse o yazıda kendi duygularını düşünüp de söyleyemediklerini bulur. Kendisinden önce yazılmış olanları da anımsamak ister...
Prof. Deniz İşcen tarafından kaleme alınan bu kitap Mecidiyeköy ile ilgili ilk olma özelliği taşıyor. Daha önce kaynakçalarda Mecidiyeköy konusunda yayınlanmış bir kitap bulunmamaktadır.
İşte bu kitap ölümsüz şehir İstanbul'un o küçük bahçelerinden biri olan ve "Buraları eskiden dutluktu" diye başlayan Mecidiyeköy'ün hayat hikâyesinden bir kesit sunuyor. Mecidiyeköy Prof. Dr. Deniz İşcen anıların ışığında dut bahçelerinden başlayıp çok katlı apartmanlara uzanan bir süreci okurlarına sunuyor.
Heyamola Yayınları bu düşünceden yola çıkarak İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi kapsamında başlattığı İstanbulum Kitap Dizisi'ni yeni kitaplarla sürdürmektedir.