Sülbiye Yıldırım'ın "Yüreğine Bak" adlı kitabındaki öyküleri okurken hem günceli hem de yakın geçmişin kavranışını çok önemsediğini gördüm. Bu durum uzun yıllardır bile isteye unutturulan insancıl ilişkilerimize birbirimize ait olduğumuzu duyumsatmaya yönelik estetik-politik bir tavırdır.
Genelde sanatın özelde edebiyatın toplumdan koparıldığı anlamdan uzaklaştırıldığı bir dönemde her metnin öncelikle insanın ve onun ilişkilerinin bir sonucu olduğunu duyumsatan bu öykülerde her okumadan sonra sadece aklıma değil tekrar tekrar yüreğime de baktım. Bir tür yüzleşme ve arınma olanağı veren öyküler bunlar. Üstelik bunu yaparken de bir edebi metnin öncelediği edebi dili kesinlikle önceliyor dilin derinliklerinden taviz vermiyor.
Bir süre sadece yüreğime bakacağım ve orada varolduğunu duyumsadığım ötekini kendi yaşamımın içine alacağım..."
- Aydın Şimşek