Dünya edebiyatları içerisinde saygın bir yeri olan ve tarihsel serüveni içerisinde çeşitli evrelerden geçen Arap edebiyatının yaklaşık XVI-XX. asırlar arasını kapsayan Osmanlı dönemine ait süreci çeşitli nedenlerden dolayı tam anlamıyla aydınlatılamamıştır. İbnu'n-Nakîb bu dönemin önde gelen Arap şairlerinden biridir. XVII. asırda Dımaşk'ta yaşamış olan şair kültürlü bir çevrede yetişmiş iyi eğitim almış birçok konuda söylediği edebî değeri yüksek şiirle yaşadığı dönemde temayüz etmeyi başarabilmiştir. Onun şiirlerini inceleyen bu eserin Osmanlı dönemi Arap edebiyatına yönelik çalışmalara mütevazı bir katkı sağlaması ümit edilmektedir.
OSMANLI'YA HİTÂBEN...
Ne Bağdat'ın yüksek yerlerinde övündükleri gün Bermek Hanedanı ne de Abbâdîler Hiç bir zaman övünç kaynağı olan işlerle gönüllerde sizden daha fazla yer edinmiş değillerdir. Çünkü siz hâkimiyet doğruluk Nezakete bürünmüş sağduyu kahramanlıkla bütünleşmiş fesahat gibi hasletlere sahipsiniz.
Zamanın boynunu öyle bir devletle süslediniz ki o sanki bedenlerdeki candır.
Müheymin olan Allah bu halka o devletin nice güzel nimet ve ihsanlarını nasip etmiştir.
Ey zaman var oldukça bu şerefli kimselerin güzelliklerini yaymaya devam et ve bu konuda asla yorulma!
İlkbahar yağmurlarının günaşırı ziyaret ettiği bir bahçe misali şeref ve güzel ahlak onlarla beraberdir.
Yüceliklerin dolunayları ve hilalleri ile hidayet ve doğruluk ufkunun güneşleri onlar arasından çıkar.
Onlar ki Kandiye'de eskiden beri komutan ve askerlere kilitli kalmış kaleleri fethettiler.
(İbnu'n-Nakîb 1669 Girit Fethi münasebetiyle söylediği şiirden bir bölüm)