"Haberimiz bile ol(a)madan sırtımızdan itiverdiler bizi o yıllardan bugüne. Ne rızamızı aldılar uğurlarken ne gönlümüzü ettiler çağırırken. 10 yıl dedikleri zaman hendeğinden atlayamadık biz. 70'lerle 80'lerin arasında düştük o karanlığa... Çıkamadık ilk zamanlar. Sonra sonra tuttular elimizden bu sefer de biz çıkmadık.
Buna rağmen yine de zaman aşındıramadı değerlerimizi. Uzaklardan gelen bir şarkının tınısında tanıdık bir kokuda aradık bu değerleri... Harabe evlerde eskicilere düşmüş eşya kokularında benzettiğimiz yüzlerde devam edecek bu kahır dolu arayış.
Biz kim miyiz? Biz 1970-1980 yılları arasında çocukluğu kursağında bırakılmış adabın samimiyetin küçük hanımlığın adamlığın feyzini almış ve bunlarla son nefesimizi vermeyi bekleyen kaybolmuş bir kuşağız..."
Türküsünü okumaktan büyük haz aldığım değerli halk ozanımız Rıza Karahan (Âşık Fakir)'i ölümsüzleştiren türkülerinden sonra kızının içten duygularıyla kaleme aldığı bir dönem romanı olan Langa ozanın iç dünyasını ve dönemdeki duruşunu anlatarak onu yakından tanımamızı sağlıyor. Ozanı ozan yapan mütevazi duygularını anlamak benim yüreğime dokunduğu kadar sizlerin yüreklerini de ısıtacağına eminim...
KIVANÇ TATLITUĞ