Bu kitap konaklarda büyümüş bir nene ve anneannenin kısıtlı imkânlarla yetiştirdiği evlatlarına ve bugün hemen hemen herşeye sahip torunlarına paranın asla satın alamayacağı en kıymetli miras asaletin öyküsüdür.
Para sadece kuvvettir. Eğitim ve farkındalık paranın aracı ve amacı olmalı ki bu kuvvet bilinçli hareketlerle verimli sonuçlara dönüştürülebilsin.
Neyran ve Sonay olacaklardan bihaber doğuştan eklem yerlerinde deformeler olan 3 yaşındaki Güley'i Londra'ya tedaviye götürmüş iki kızlarını da nene ve dedenin himayesine bırakmıştı.
Fatma ve Mustafa Yahyalar torunları 8 yaşındaki Soley ve 7 yaşındaki Caney ile birlikte Larnaka'lı yaşlı ve çocukların en güvenilir yeri olarak yönlendiririldikleri sinemaya giderler dışarıda sürekli askeri araçlar havada askeri uçaklar etrafta koşuşan ağlayan endişeli insanların sesi tehlike alarmının sesine karışıyor sağa sola havan topları düşüyordu...
Sait ise eşi Tezer yeni doğmuş bebeği Fatoş ve 25 yaşındaki oğlu Nahit'ten uzak Larnaka'nın bütün genç erkekleri gibi esir alınmış vatani görevini en iyi şekilde yapmaya çalışırken ecel terleri döküyordu.
Küçük Caney'in sürekli "Nene amcamı nasıl öldürecekler?" Sorusundan baygınlık geçiren Fatma Hanım içecek sularını başından dökünüp en kısa zamanda evlatlarına sağ salim kavuşmak için dualar ediyordu...