Psikoloji öğrencilerine öğretilen; standart eğitim modelindeki öncelik danışmanlık yaparken dini kültürel ve subjektif değerlerden arınarak danışana yardımcı olmaktır.
Danışmanın da bir "insan" olduğunu düşündüğümüzde bunu gerçekleştirmenin ne kadar zor olduğunu görürüz.
Hal bu ki; her insanın hissi bilişsel dini ve kültürel bir arka planı vardır ve bunlar kişiyi diğerlerinden farklı ve biricik yapan yönlerdir. Bunlardan tamamen arınarak insanın objektif danışmanlık yapması imkansızdır.
Üstelik dini kültürel hissi ve bilişsel boyutumuz karşımızdakinin gelişimine katkı sağlayacaksa bunlardan arınmak ne kadar doğrudur?
Elinizdeki bu tercüme Dr. Malik Babikir Badri'nin ne kadar önemli bir konuya vurgu yaptığını işaret etmektedir.
Ancak halen ülkemizde psikoloji eğitimi alanların çoğunun işin din boyutunu görmezden gelerek danışmanlık yapmaya çalışması acı vericidir.
Bunda belki de din alanındaki yetersizlik etkili olmaktadır. Batı kaynaklı psikoloji ilmini öğrenirken kendi orijinal tarzımızı oluşturamamış olmaktır.
Umuyoruz ki; kendi tarzını oluşturmak isteyen Müslüman psikologlara bu küçük kitap önemli bir katkı sağlayacaktır.
Mahmut Bafralı