Bu kitap Müslüm Kardeşler hareketinin Mısır'da 1928'de ortaya çıkışından itibaren ana akım siyasete dahil oluşunun evrimini inceliyor. Kitap hareketin amaç ve stratejilerini analiz ediyor. Sonrasında da İhvan'ın neden Arap Baharı öncesinde atalete düşerek geleneklerinin ötesine geçemediğini ya da anlamlı bir şekilde reform gerçekleştirmeyi başaramadığını değerlendiriyor. Aynı zamanda hareketin Arap Baharı'na nasıl tepki verdiğini ve Mısır örneğinde iktidara nasıl yöneldiğini tahlil ediyor. Ulusal ve uluslararası meseleler arasında Kahire'deki ana merkez ile ulusötesi hareketin geri kalanı arasında kurulan ilişkiyle ifade edilen karmaşık dinamiklere de göz atıyor.
Müslüman Kardeşler'e aşina olanlar için hareketin Arap Baharı sırasındaki tutumu o kadar da şaşırtıcı değil. Müslüman Kardeşler daima tespit etmesi neredeyse imkansız ihtilaflar ve çelişkilerin hareketi olmuştur. Gerçekten de onu derinlemesine idrak etmek isteyenler için her zaman bir muammayı temsil etmiştir örgüt. Aynı anda siyasi bir kurummuş gibi çalışan bir harekettir; ulusal kanatlarının bağımsızlığına vurgu yapan ulusüstü bir örgüttür; kendisini barışçı olarak yansıtsa da bazı kanatları doğrudan şiddet olaylarına karışmıştır; Batı'yı ve Batılı değerleri genel itibariyle reddeder ancak Batılılar nezdinde ilerici kapsayıcı değerleri ihtiva eden makul bir örgüt olarak görülmek hususunda heveslidir. Muğlaklığa bürünmüş ve şiddet kadınların ve gayri-Müslim azınlıkların toplumdaki yeri gibi konuları da muhteva eden kilit meselelerde tekil bir duruş sergilemekte zorlanacak derecede farklı kollara ve akımlara sahip bir harekettir.