İlm-i Kırâât'in temel alanlarından birisinin terim düzeyindeki ifadesi olan tevcih kavramı; özellikle anlamı etkileyen bir kıraat ihtilafının meşruiyetini naklî dilbilimsel ve mantıkî bir sorgulama neticesinde temellendirme ameliyesini tanımlar. Sahih nakil ve Arap dili grameri başta olmak üzere aklî ve mantıkî bir takım delillere kadar uzanan çok geniş bir hüccet/delil ağından beslenen bu ameliye Kur'ân'ın anlam düzeyiyle ilişkisinden dolayı İlm-i Tefsîr'in de önemli bilgi alanlarından biri olagelmiştir. Klasik tefsir literatürümüzde bu alandan beslenmeyen bu alana özgü bilgiyi ilgili lafzın muhtemel anlamlarını analiz ederken az ya da çok istihdam etmeyen tefsir eseri hemen hemen yok gibidir. Bu bilgiyi oldukça geniş ölçekte ve üst düzey bir yeterlilikle tefsirine kaynak edinen müfessirlerimizden biri de; İbn Atıyye el-Endelûsî'dir. (ö. 541/1147) Sahanın en yetkin isimlerinden biri olarak telakki edilen İbn Atıyye'nin telif ettiği el-Muharrarûl-Vecîz'i ise tevcih ameliyesinin tefsir literatüründeki çerçevesini belirleyebilmek adına ideal bir örnektir.
İşte biz bu çalışmamızda tevcih kavramının özellikle tefsir alanındaki veçhesini önemli örneklerinden biri bağlamında yeniden dikkatlere arz etmeyi amaçladık. Başka bir ifadeyle klasik tefsirlerimizin önemli veri alanlarından birini teşkil eden tevcih ameliyesini üst seviyede tefsirine yansıtan İbn Atıyye'nin el-Muharraru'l-Vecîz'i örnekliğinde yeniden gündeme taşımaya yönelik bir adım attık. Bu açıdan modern dönemde adeta görmezden gelinen bu bilgi alanının; genelde Kur'ân-ı Mübîn'i anlama/ anlamlandırma çabası özelde de tefsir ilmi bağlamında arz ettiği öneme yeniden dikkat çekebilmek çalışmanın temel amacıdır.