İnsanlık tarihini aynı zamanda iletişim tarihi olarak okumak son yıllarda oldukça yaygın bir eğilim. İletişim anlamların üretilip paylaşıldığı bir süreç olarak tanımladığımızda kültürel üretim bu sürece ister istemez dahil oluyor. Bu çerçeveden bakarak edebiyatı sadece güzel yazı ve söz söyleme anlamında çıkarıp kitle iletişim araçları yoluyla yayılan mesajları ve sözlü dönemi de içine alacak şekilde yeniden tanımlayabiliriz. Bu kapsamlı tanım bize iletişim dünyası ile edebiyat evreninin kesişmelerinden oluşan son derece zengin bir araştırma alanı yaratır. İşte bu çalışma söz konusu kesişmelerden yola çıkarak iletişim çerçevesinden edebiyata edebiyatın kavramlarından medyaya uzanan bir güzergah çiziyor.
İletişim ortamları bugün dijitalleşme ile birlikte daha da genişleyerek bize hayatımızı anlamlı kılmamızı sağlayan önemli araçlar sunuyor. "Medyayı Okumak" iletişim edebiyat ve kültür pespektifinden bakarak eski bir serüvenin devamını ve belki de daha yazılmamış geleceğini okumaya çağırıyor bizi. Hep birlikte ürettiğimiz hayatı ortak anlamlarla zenginleştirmek için bu kitapta sadece akademisyenler ve öğrenciler değil herkes medyayı okumaya davet ediliyor.