Ülkenin siyasi çalkantılar içine düştüğü bir dönemdi. Bir günde beş-altı kişinin katledildiği sıralardı. Yasadışı sağ ve sol örgütler tarafından faili meçhul cinayetler işlenirdi. Bankaları soyan karakolları ve kahvehaneleri tarayan örgüt üyeleri elini kolunu sallayarak çekip giderdi. Üniversitelerde sağ ve sol öğrenciler her gün birbirine girip çatışırdı. Ülke hızla bir kargaşanın içine sürüklenirken iktidarda ki Milliyetçi Cephe Hükümeti olayları önlemekte yetersiz kalırdı. Halk korku ve panik içinde olaylara seyirci kalmakla yetinirdi.
Kasım Karadağ Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nin kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ köyünde doğup büyüdü. İlkokulu Yatılı Bölge Okulu'nda okudu. Ortaokulu ve liseyi Ergani'ye yerleşen sekiz çocuklu amcasının iki odalı evinde gaz lambasının ışığı altında ders çalışarak bitirdi.
Ülkenin siyasi çalkantılar içine girdiği o dönemde Aydın İşletme Fakültesi'nde üniversiteye başladı. Okulu bitirmesine birkaç ay kala yerleşkenin kalabalık koridorunda öğretim görevlisi ve işletme dersi hocası Şevki Tozkoparan'ın nasırlı ayağına bastı. O yıl Şevki Hoca'nın tek dersinden sınıfta kalınca yaptığı hatanın ne kadar büyük ve önemli olduğunu anladı.
Oysa çocukluğunda bir parça ekmeğini arkadaşlarıyla paylaşırdı. Okul harçlığını biriktirir hafta sonunda Ringo ve Cango western filmlerinden birini seyretmeye giderdi. Çizgi romanları arkadaşlarıyla takas ederek okurdu. Western filmlerinde mertliği çizgi romanlarda dürüstlüğü çocukluk arkadaşlarının arasında sevgiyi ve paylaşmayı öğrendi. Şevki Hoca kâbus olup başına çökünce ülkenin siyasi çalkantılar içine girdiği o dönemde hayatın başka bir yüzüyle karşılaştı.