"Foça'da deniz kokusu güneş kokusuna karışıyordu. Güneşin kokusu deyip geçmemek lazım. Onun ışınlarının değdiği her şeyin çiçeklerin otların ağaçların tümünün kokusuna; güneşin kokusu diyemez miyiz?
Sıcaktı hava.
Denize giren insanların çığlıkları tüm Foça'yı kaplamıştı sanki. Eleni'nin Foça'da ilk günü bugün. Anneannesi Eleni; bu kokulara âşıktı. Yıllarca özlediği kokulardı bunlar. Foça'yı torunu Eleni'ye anlatırdı. Yaşlı Eleni Foça'yı o denli dinledi ki anneannesinden; daha önceleri gelmiş gibi bir duygu kapladı benliğini. Eleni'nin İşte anneannesinden dinlediği kale. Eleni'nin köpeği Şila da memnundu hayatından. Eleni'nin yanında yerleri koklaya koklaya dolaşıyordu. Anlaşılan o da beğenmişti Foça'daki kokuları. İkide bir burnunu havaya kaldırıp kokluyordu havayı.
Eleni kalenin önünde durdu. Kalenin duvarına asılı bilgi veren İngilizce tanıtım tabelasını okumaya koyuldu. 5000 yıllık bilinen tarihi vardı Foça'nın. İyonlar Persler Cenevizliler Osmanlılar tüm yaşanmışlıklarını bırakarak gelip geçmişlerdi buralardan. Bu dilsiz sokaklar bir anlatabilseydi buralarda olanları. İnsanların yaşamlarını günlerini nasıl geçirdiklerini merak etti Eleni.
Ne acılar ne sevinçler yaşanmıştı bu topraklarda!"