Tarih 60'lara doğru doludizgin koşarken Türkiye'de parasız yatılılar dünyayı başka bir gözle görüp keşfetmeye onu yepyeni bir dille yeniden kurmaya giriştiler. Bu "başıbozuk" "tuhaf" "alışılmadık" ve "anlaşılmaz" dilin sivil uçları resme sinemaya mimariye uzanıyor; şairler bütün bu sanatlardan devşirdikleriyle şiirin sınırlarını sonsuza doğru açıyor ve genişletiyorlardı.
"Sonsuzluğun Yüzleri" Chagall'dan Cihat Burak'a Vigo'dan Bergman'a görsel ip uçlarının izini sürerek İkinci Yeni şiirinin gözünü dünyaya nasıl açtığını bu şiirin nasıl ve niye şiirde kalmadığını anlamaya çalışıyor.
"Sonsuzluğun Yüzleri" zengin bir dilin çıktığı görsel kaynakları şiir ekseninde araştırıyor ve İkinci Yeni şiirini farklı bir açıdan okuyor.