Her gözümle bakarım sana
ağlar şafak şafağa çekilirdi ve
kızların bakışları dökülürdü babamın paltosundan
ipler eklenirdi eriyen mumlara
başladığımız ve soluyan patiskam
yerleşti sorgu odasına
görevli memur
çıkarıp kunduralarını ve kol saatini
arkasına yaslanıp yaslanıp karanlığa
sigarasını yaktı gülerek homurdanarak
yeni basmıştı çünkü emeklilik yaşına
kırmızı mührü yeni basmıştı vezneci
körpe kağıtlara
bakir köreşeye bile.