"Garip Kurban Bayramı yaptık. İnşallah diğer önümüzdeki bayrama memleketimize kavuşup muzafferane bayram yapmak nasip buyursun. Âmin! Ah hüzünlü bayramlar... Cenâbı Allah böyle esaret göstermesin yâ Allah. Ah valideciğim ah kardaş komşu ahbap bî-çare çocuklar..."
"Ey can esaretimin samimi yoldaşları teessürlerin kederlerin elemlerin hakikatlerin ortakları bugün sizden ayrılıyoruz."
Hafız Şaban Efendi
Kafkas Cephesi denince akla ilk Sarıkamış gelir. Hâlbuki bu facianın gölgesinde Kafkas Cephesi'nde 200.000'den fazla zayiat verilir. Sarıkamış Harekâtı'ndan bir yıl sonra 11 Ocak 1916'da başlayan Rus taarruzunda işgal edilen bölge kuzeyden güneye; Trabzon'un hemen batısında Tirebolu'dan başlayarak Munzur ve Kığı'dan geçip Van Gölü'ne kadar uzanır.
Kafkas Cephesi gidip de dönemeyenlerin cephesidir. Büyük acıların yaşandığı bu cephenin pek az bilineni ise esir düşenlerin hayatlarıdır. Bu kitapta Kop Dağı civarında Ruslara esir düşen Trabzonlu bir zabit vekilinin kısa ama hazin hikâyesinde bu gerçeği bulacaksınız.