'Bu eser Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin layemut abidesidir Bu eseeri vucüda getiren bir milletin evladı bir ordunun başkumandanı olduğumdan ilelebet mesut ve bahtiyarım.'
Sayın dinleyiciler gerçek bir destanın kanla ve ateşle yazılmış milli mücadele destanının bazı sayfalarını okuyarak Erzurum'dan Sivas'a ordan Ankara'ya Büyük Millet Meclisine geldik ve savaş alanlarından geçerek İzmir'e ulaştık'
İzmir Mustafa Kemal Paşa'nın askeri hedefiydi. Bağımsız bir Türk devletini yeniden tarih sahnesine çıkarabilmesi için birinci sırada böyle bir büyük askeri seferin şanlı ve zaferle yapılması lazımdı. Ama sırada yapılacak başka seferler de vardı.
Onun için Mustafa Kemal Paşa İzmir'e girdiği gün kazandığı zaferin büyüklüğüne ve önemine inanarak fakat bu zaferi yeter görmeyerek şöyle diyecektir.
'Asıl işimiz bundan sonra başlıyor arkadaşlar.'
Onun bundan sonra başlamakta olduğunu söylediği asıl iş yanmış ve yıkılmış bir vatan parçasını burda yaşayan insanlarıyla birlikte yeniden ayağa kaldırmaktı..'Yeni bir meclis yeni bir rejim kurucaktı. En büyük savaşı bu yeni rejimin Cumhuriyetin insanlarını yetiştirmek içib vermeye hazırlanıyordu. 500yıldır ' Padişahım çok yaşa' diye bağırmış bir millet milli iradenin her şeyin üzerinde ve her şeye egemen olduğuna alıştırıp inandıracaktı.