"Arkalarına İslamı aldılar aksırıncaya tıksırıncaya kadar çatlayıncaya kadar yiyecekler. Mafya yasası gereği sonra amip gibi bölünüp birbirlerini yiyecekler ve birlikte çürüyecekler.
Cumhuriyet düzeni bu insanların ayağında dar bir ayakkabı gibi üzerlerinde dar bir elbise gibi. Laik cumhuriyet düzeninde bir İslami düzende yaşarmış gibi yaşamak istiyorlar. Bu mümkün değil. AKP iktidarı cumhuriyet düzenini İslami bir düzene dönüştürürken içleri rahat değil. Çünkü laik ve demokratik bir düzende dinin sadece özel alanla sınırlı olduğunu kabul edemiyorlar ve buna "zulüm" diyorlar. Bunun sonucu dinsel tahrikli bir iç savaştır. İslamcıların bu savaşı göze almış olduklarını hissediyoruz.
Demokrasi eşitlik ve kardeşlik olmadan özgürlük prangadan başka bir şey değildir. Gezi olayında Türkiye'nin Gezi parklarında bunun böyle olduğunu gördünüz. Merdiven altının kayıt dışı sigortasız işçisine türbanı verip elinden demokrasiyi alıyorlar. Demokrasi sandıktan çıkar ama barajsız sandıktan!"
Özdemir İnce
Bir ekonomik krizle iktidara gelen ve geldiği günden bu yana cumhuriyetin niteliklerini beğenmediğini dahası değiştireceğini ilan eden AKP iktidarı süresince hayatımızda neler değişti? Adım adım ilerleyen dinci bir örgütlenme eliyle hangi ilkelerden taviz verildi? Din iman ile masa ve kasa nasıl bir araya geldi?
Özdemir İnce zihinleri kurcalayan bu soruların cevaplarını ironik üslubu ve birer tarihi belge niteliğindeki yazılarıyla verirken kaleminin sivri ucunu hiç çekinmeden yönelttiği hedefi tam on ikiden vuruyor.