"'Kimsenin birbirine acımadığı herkesin kolayca birbirinden nefret ettiği birinin ötekine yardım etmeyi aklından dahi geçirmediği soğuk ve umutsuz bir dünya'da yaşıyoruz. Yalnızlıktan korktuğumuz ama sürekli yalnız kalmaya çalıştığımız yalnızlığımızın yetmediği ve bitmediği bir çağdayız.
(...)
Galeano'dan ilham alırsam; birlikte kurtulmak için ve yeniden buluşabilmeyi ümit ettiğim için yazıyorum. Kederlerimi iç sıkıntılarımı ve başkalarında da fark ettiğim acıları anlatmak için yazıyorum. Kendime acı vereni açıklamak içimde büyüyen sevinci ve coşkuyu da
hemen paylaşmak için yazıyorum.
(...)
Sokaktan duyduğum cümleleri 'cesaret ve kehanetle bezeyip yeniden
asıl sahiplerine gönderdiğimde' onlardan gelecek işaretin merakıyla
yazıyorum."
Ercan Kesal "kendi kendimizle derdimizin" sır kâtipliğini yapıyor. Peri Gazozu kitabının izinde insan halleri üzerine sohbet ediyor okuruyla. Ahlâkın "utanmayı bilmek" demek olduğunu bilerek "çocuk aklının" safiyetini severek rüyalarını kalbine sorarak...Ölüm zulüm acı kötülük üzerine... Direnmek insan onuru devrimci
inat üzerine... "Adamı adam eden analar" üzerine... İyilik güzellik çocuklar insanlık ve sinema üzerine yazılar. Kederli ve yine de ümitli.