İmkansız olduğunu bile bile bir Ermeni kızı sevmişti. Elinde değildi vazgeçiş. Birkaç yüz metre ötesinde yaşayan Nora ile aynı havayı teneffüs etmek aynı güneşi paylaşmak aynı çaydan su içmek ona yetiyordu.
Ermeni komitaları buna da izin vermeyince çaresizce başkalarının yâri oldular. Yazgısını Ermeniler yazmıştı. Sevdiğini elinden alan Ermeni komitacılar bu defa ondan Vatanını Bayrağını ve diğer sevdiklerinin canını istediler.
Bu kitap Rus Çarlığının yıkılması ile silahlanan Ermenilerin Iğdır ve yöresinde başlattıkları katliamdan kaçan Şir Mehmet'in hayat hikayesini anlatır. Ermeni zulmünden kurtarabildiği küçük kızını sıtma elinden alır ama o hayat mücadelesini bırakmaz. Hayatını kurtaran patronu ile beraber bazen Hoy şehrinin savunmasına bazen de Enver Paşa'nın Buhara'daki mücadelesine yardım eder ama aklı Anadolu'daki Mustafa Kemal'dedir.
1910-1923 yılları arasında var olan tüm kötülükleri yaşayan ve sevdiklerini kaybeden Şir Mehmet vatan hasreti açlık ve hastalıkla mücadeleden bitkin düşüp hayattan ümidini kestiği bir anda Cumhuriyet ilan edilir ve oğlu Adil doğar. Yeniden ve hiçbir şeyi olmadan hayata başlayan Şir Mehmet'in hikayesi Anadolu'da her Türk'ün yaşadığı trajik bir hikayedir.