Aslında o ağustos gecesinde Finny'nin yanında değildim. Ama keşke yanında olabilseydim.
Hava yağmurluydu. Finny'yle sevgilisi Sylvie Whitehouse Finny'nin arabasındaydılar. Babasının Finny'ye on altısında aldığı kırmızı arabada... Yağmurun altında hızla ilerliyorlardı.
"Tartışıyorlarmış" demişti herkes. Fakat kimse neden tartıştıklarını söylememişti. Onlara göre neden tartıştıklarının bu hikâyede bir önemi yoktu aslında. Ama ortada başka bir hikâye daha olduğunu bilmiyorlardı. Bildikleri hikâyenin satır aralarına gizlenmiş başka bir hikâye benim hikâyem... İşte bilmedikleri o şey; diğer bir deyişle tartışmanın sebebi benim hikâyem için o kadar önemliydi ki...
Gelin size hikâyemi anlatayım.