Fanatik bir grub olan Suikastçılar bütün gizli örgütlerde görüldüğü gibi piramit bir hiyerarşi yapısı geliştirmişlerdi. O kadar ünlüydüler ki bugün bile adları korkuyla ve ani ölüm olaylarıyla birlikte anılır.
Cinayeti dinsel bir görev olarak değerlendiren bu örgütün mensupları zaman içinde 'Haşhaşin' olarak tanındılar. Haşhaş bağımlıları için kullanılan bu Arapça kelime zaman içinde İngilizce 'Assassin' yani 'Suikastçılar' haline geldi. Ama Daraul ve diğer bazı yazarlar kelimenin 'sırların bekçileri' anlamına gelen Arapça 'Assasseen' kelimesinden türemiş olabileceğini düşünmektedirler.
Örgütün kurucusu Hasan bin Sabah İranlı şairler Ömer Hayyam'ın ve Nizam-ül Mülk'ün okul arkadaşıydı. Kendisine ait koruyacak sırları vardı. Hayyam'dan ezoterik ilimleri ve Mülk'ten kraliyet ayrıcalıklarını edinmişti. Para hırsızlığıyla ilgili bir skandaldan sonra Hasan İran'dan Mısır'a kaçmak zorunda kalmış burada antik gizemler ve İbrani Kabalası ile ilgili bilgisini ilerletme fırsatı bulmuştu. Mısır'dayken Hasan örgütünü kurmak için planlarım yapmaya başlamış olabilir. Kökenleri İslâmiyet'e dayanan Suikastçılar Hakim Fatimî Batınîler ve Şiîler'den türeyen bir İslâm mezhebidir. M.S. 872 yılında Abdullah ibn Meymun Batınîler'i kurdu ve böylece Suikastçılar'ın gelişimi için zemini hazırlamış oldu. Paraya ve maddî zenginliğe çok düşkün olan Abdullah Gnostisizm konusunda eğitim alarak sonunda kendisinin üyesi olduğu İsmailî Mezhebi de dahil olmak üzere tüm dinsel yapıları yıkmaya karar verdi.