XIX. yüzyıl edebiyatımızda pek çok yeniliğin ve değişimin şekillendiği bir yüzyıldır. Bu yüzyılda nazım şekillerinden edebî türlere ahenk anlayışından muhtevaya konudan temaya pek çok alanda büyük tahavvüller vücuda gelmiştir.
İnsanlığın medeniyet ve düşünce dünyası Doğu ve Batı olarak en genel anlamda ikiye taksim edilirse Doğu'yu şiir Batı'yı şuur medeniyeti olarak nitelendirmek mümkündür. Çünkü asırlar boyunca bu medeniyetlerin ürünlerinde Batı'nın aklı Doğu'nun gönlü esas aldığını görürüz. İşte Doğu'nun bu şiir devrinde pek çok eser manzumdur. Çünkü manzum sözlükler âhenk vezin akıcılık ve Doğu'nun ruh dünyasına hitap eden şiirselliğinden dolayı Arapça ve Farsçanın öğretilmesinde daha fonksiyonel olmuştur. Ayrıca edipliğin şairliğin geliştirilmesinde ve İslamî kültürün daha canlı aktarılmasında önemli bir rol üstlenmiştir.
Elinizdeki Şebinkarahisarlı Abdî Bey'e ait "Erzurum Lehçesi Lügati" edebiyatımızda şimdiye kadar bilinen tek müstakil manzum ağız sözlüğüdür. "Müstakil" kelimesini kasten kullanmaktayız. Çünkü Erzurum Lehçesi Lügati'nden önce XVIII. asırda Şermî Mehmed Efendi tarafından "Aydın Lügati" adlı şairin başka şiirleri arasında yer alan 53 beyitlik "Aydın'a dışarıdan gelenlere yardımcı olup dostluk kurmak" maksadıyla yazılmış bir manzumesi vardır. Ancak bu manzume müstakil bir eser değildir. Böylece Abdî Bey'in eseri hem müstakil olmak hem de ülkemizde sistematik olmasa da ağız çalışmalarını başlatmak bakımından dil ve edebiyat tarihimiz açısından mühimdir.