15 Temmuz gecesinin asıl Türkiye'yi şaşırtan taraflarından biri de olay anında ve sonrasında Batı basınında yapılan değerlendirmelerdi. Güya Batı'nın müttefiki bir NATO ülkesinde en hafif deyimiyle demokrasiye bir saldırı yapılıyordu; ülkeye bir saldırı yapılıyordu ve Batı basını ve Batılı yetkililer saldırıyı neredeyse keyifle karşılıyordu.
Darbe sırasında CNN International'de "Bu olağan ve beklenen bir askeri müdahaledir" yorumları yapılıyordu. Yine ABD televizyonlarından FOX'ta "Bu müdahale Türkiye'nin İslami bir diktatörklüğe gitmesinin önlenmesi için son şanstır" şeklinde sözler sarfediliyordu. Darbe girişimi kınanmak yerine teşvik ediliyor darbeye karşı duranlar kınanıyordu.
Yukarıdaki bölümde de bahsettiğimiz gibi ABD mahfillerinde bu darbenin yapılacağının ve yapılmasının gerekli olduğunun sinyalleri bir hayli zamandan beri verilmekteydi. Dick Channey'in ulusal güvenlik danışmanı John Hannah darbeden bir ay önce Foreign Policy adlı ünlü strateji dergisinde aynen şu sözleri söylüyordu:
"Erdoğan problemi ABD çıkarları için büyük tehlikeler oluşturmaya devam ediyor. Er ya da geç bir hesaplaşma günü yaşanması ihtimal dahilinde. ABD zararlarını azaltma hazırlıklarına şimdiden başlamalı..."
Keza... Wall Street Journal Türkiye muhabiri Dion Nissenbaum da mayıs ayında darbe olasılığından bahseden Amerikalılardan biriydi. Amerikalı gazeteci Mike Whitney Şubat ayında şunu yazdı:
"Sorun çıkarıcı Erdoğan Washington'dan yönetilen bir darbe ile etkisiz hale getirilebilir. Benzer bir oyunu daha önce Kiev'de CIA eliyle gerçekleştirilirken izlemiştik."