Oruca tutulmak üzere...
Orucun kalbine düştük. Vaktin başköşesinde ağırlanıyoruz. Her şey asıl rengini alıyor. Eşyanın üzerindeki küller kalkıyor. Yeni bir bakış kazandık. Taze bir tadışla tadıyoruz âlemi. Eşyanın yüzünden yüz çevirip eşyanın özüne doğru saklı ve sessiz bir yolculuktayız. Bedenimizin birincil kaygılarından vazgeçerek ruhumuzun gündemine doğru yükseliyoruz. Bu anlamıyla urucumuzdur oruç; miracımızdır.
Ramazan dilimizi ve damağımızı susatarak ve susturarak Kur'ân'ın duru ve diri sesin duymaya hazırlar bizi. Eşya ile aramızı açarak 'göklü Söz'e yakınlaştırır kalbimizi 'gökçemi'ne tutar gönlümüzü. İnsanın 'alaka'sını "Rabbinin ismi" olarak belirleyen Kur'ân hece hece esma-i hüsna dersi verir. Orucun aczi hissetirerek şefkati canlandırarak tefekkürü mayalayan yolculuğu eşsiz bir esma talimidir. Kur'ân'ın eşiğine doğru esmanın kanatlarıyla yürütür. Bu sayıda orucun esmaya açılımına dair esmanın oruçla açılışına dair birden çok yazı okuyacaksınız.
Okur ailemiz gibi yazar ailemiz de genişliyor. Yeni imzalar var artık aramızda. Aynı renkten farklı dokulardan esma göğüne yakınlaşan bir gökkuşağındayız.
"Benim esmalarım" söyleşisiyle dergimize misafir olan değerli şair A. Ali Ural'ın babası Said Nursi'nin tefekkürünü zarif bir çizgi halinde taşıyan Kemal Ural ağabeyi geçen ay ahirete uğurladık. 'Küçük Şey Yoktur' kitabıyla tanınan Kemal Ural'a dair portre çalışmamızın aynı zamanda dua talebi olduğunu hatırlatayım.
Nasip olursa bir sonraki sayımızı bayrama yetiştireceğiz. "Kendine dönüş"e ve doğrudan "Allah'a dönüş"e hazırlayan oruç yolculuğmuz mübarek olsun.